24 Şubat 2011 Perşembe

EN BÜYÜK YALAN: erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer!

 En büyük yalanlardan biridir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer… bu sözü uyduranın bir erkek olduğuna adım kadar eminim erkeğin kalbine, beynine ,midesine ,burnuna, vs vs o yol hernereye gidiyorsa sadece  ve sadece tek bi yerden geçer erkeğin UÇKURUNDAN! bu da o şapşalların uydurduğu başka bir yalan o yalan hep şu sözle başlar eğer yalnız yaşayan bir bayan iseniz sorunuz çok geçmeden hemen gelir; güzel yemek yaparmısın? E bana ne zaman yemek yapıcaksın? Açılımı şudur ne zaman sana gelip sevişicez? , neden böyle dediğime gelicem ama pazartesi gününden itibaren özet geçmek istiyorum… pazartesi diğer pazartesilerden farklı olarak midemde kelebeklerle uyandım hatta alarmın ilk çalışında yataktan fırladım aynaya baktım gözüme hoş geldim:) sonra neşeyle hoplaya zıplaya tuvalete girdim mutluyum ya tartıya çıkabilirim die düşündüm çıktım çıkan rakama inanamadım 2. kere tekrar çıktım yok bu valla doğruydu galiba 4.6 kilo almıştım 59kilo olmuştum bir anda kelebekler ve mutluluk gitti yerini korku ve telaş aldı akşama kadar napabilirim ki korse falanmı alsam yok yok detox  okul var ama dersim derken oflaya poflaya elmalı yeşil çayımı yudumladım e ztn 1 haftada 4.6 kilo alcak halim yok ya çocuk gördüğündede bundan pek farklı değildim aman salla diip okuluma gittim lak lak muhabbet dedikodu derken bi baktım saat 6 olmuş kuaför yalan oldu tabi haliyle hemen eve gittim herhalde en az 60 kez üstümü değiştirmişimdir kafam karma karışık çocuk beni ilk gördüğünde eşofman bosbol bi sweatshirt fln vardı yani şimdi topuklular makyaj elbise fln giyersem olmas , eşofmanmı giysem acaba yok daha neler  yemeğe çıkıcas yani kot spor ayakkabı ooff kafam karman çorman oldu giydim çıkarttım attım odam savaş alanına döndü en sonunda hafif pastel tonlu bi makyaj yaptım  en azından bi işimi tamamlayım derken telefon çaldı eros
E:“ben geldim aşşağıdayım”
B:“aaaaaaaa geldin mi”
E:“hazır değilsin sanırım küçük hanım”
B:”anahtarımı kaybettim de onu arıyorum”
Erostan 2-3 saniye ses yok sonra hafif gülerek ve alaylı bir tonda
E:”hımmm çok uzun sürer mi peki hazırlanman pardon anahtarını araman”
B:” ay meşgul etme ya zaman kaybediyorum bb”
Koşarak ilk bulduğum koyu mavi dar paçalı kotu geçiriyorum üstüne hemen krem rengi bi omuzu tamamen açık bol uzun bir kazak altına kahverengi bi stiletto (tanrım stilettolara bayılıyorum bide ayaklarıma işkence çektirmeseler kız olmak ne kadar zor) neyse çantamı kaptığım gibi çıktım kapıdan ve 10metre ilerimde krem rengi trenchcoatu koyu renk kotuyla ve elinde beyaz güllerle arabanın önünde durmuş gülümseyerek bana bakıyordu bana bakmasından rahatsız olduğum için ay kusura bakma valla  ile başlayan saçma sapan bir cümle kurdum ki dikkati dağılsın beni incelemesin hatalarımı bulmasın soğumasın benden die o sadece gülümsedi yanına gittim çiçekleri uzattı ay bayılırım beyaz olan herşeye dedim “biliyorum söylemiştin ondan aldım,buarada beklememe değmiş çok güzelsin” dedi falan filan derken çok şık bir balık restorantına götürdü büyük istiridyelerde yapmışlar sunumlarını baya hoşuma gitti rakı balık derken o kasıntılık bitti ve kafamın çakırkeyif olmasıyla muhabbeti tamamen tekelime aldım çocukluğumdan girdim babamdan çıktım o sadece gülümseyerek dinledi en son “sen havaalanına girerken ben seni görmüştüm biliyormusun ağlamam bile kesilmişti sonra yanımda oturduğunu görünce seni şok oldum tüm arkadaşlarıma anlattım hepsi şok oldular ay düşünsene okadar çok şehir var uçak var okadar çok  şehirde aynı şehir ve okadar çok yerde benim yanım” diye gülücükler atıyodum “neden ağlıyordun” dedi sadece
Erkek arkadaşım vardı clark çok büyük bi kavga ettik ayrıldık dediği kelimeleri kendime yediremedim ondan ağladım “yanlış anlama ama buna çok sevindim, iyiki ayrılmışsınız her bitiş yeni bir başlangıçtır ,başlangıcımıza” diye kadehini uzattı utandım yerin dibine girdim yalancının tekiyim ben 2 erkeğide kandırıyorum bir anda tüm kafam ayıldı moralim bozuldu kadehimi uzattım ve sahte bir gülümseme fırlattım sonra sus geldi düşüncelere daldım “uykun geldi sanırım kalkalım istersen” dedi “lütfen” dedim kalktık beni evime bıraktı yanaklarımdan öptü gece için teşekküretti indim arabasından evime girmemle başladım bağıra bağıra ağlamaya , hep bizi hakketmeyene iyi davranırız, hakkedene ise kötü davranırız ya düşündüm 2-3senedir bu çocuk hayatımda bana hiç hata yapmadı ama ben yeni başlangıçlar yapıyorum sadece çocuk çok çekici ,zeki ,yakışıklı, kaliteli,zengin,kibar diye beni dünyanın en mutlu insanı yapan sevgilimi aldatıyorum (aldatmak sevişmek, öpüşmek değildir sadece aklında başka birini düşünüyorsan yine aldatıyosundur) o arada mesajlar geliyor ama bakamıyorum çünkü kendimi azarlamakla meşgulüm güzelce bi sümkürdükten sonra telefonu elime aldım 4tane msj vardı
1.güzelliğinle büyüledin beni tek düşündüğüm sensin
2.bu güzel gece için çok teşekkürederim zaman nasıl geçti anlamadım umarım senin içinde öyledir
3.uyudun sanırım emin olamıyorum ondan arayamıyorum da uyandırmamak için peki ozaman bende uyuyim bari iyi geceler prenses tatlı rüyalar
4. seni düşünmekten uyuyamıyorum yarın kahvaltıya gidelimmi sana bir sorum olucak uyanınca ararsan sevinirim öpüyorum

Cvp vermedim uyuyorum sansın diye yatağıma yattım ağlarken uyuyakalmışım ama işte zehir kana bir kez karışır demiştim ya uyandığım gibi aradım eşortmanlarımı giydim kocaman gözlüklerimi taktım  geldi güzel bi kahvaltı yaptık yine bol kahkahalı bir anda “bişey sorucam sana benim sevgilim olurmusun?” Dedi . “bak beni daha tanımıyosun bende seni daha tanımıyorum yanlış bi ilişkiye başlamak istemiyorum yada yanlış yaptığını düşünmeni istemiyorum birbirimize biraz zaman tanıyalım bu arada bol bol görüşelim birbirimizi tanıyalım, çünkü herkes ilk başta keyiflidir iyidir hoştur, gerçek yüz zamanla çıkar beni tanı ben sadece senin o tanıdığın güzel,mutlu,keyifli,komik kız değilim aynı zamanda yoluk saçlı kaprisli,kıskanç ve pijamalı bi kızım” dedim ya sana çocuk ciddi zeki
“hımm anladım bi ilişkiye hazır olduğunu hissedene kadar arkadaş olarak kalalım” gülümseyerek sonra beni okuluma bıraktı arabadan indim yürüdüm 10 adım döndüm baktım hala duruyo bana bakıyor öpücük attım kocaman bide gülücük dersime girdim kafam iyice karıştı ve clarkla havadan sudan bi kavga sebebi yarattım ara verelim soğudum senden dedim “benden soğumanı istemiyorum biras ara vermek en mantıklısı buara sürekli kavga çıkartıyosun ve ilişkimiz yıpranıyo biras ara sana iyi gelecek seni burda bekliyorum” clarkıda ekarte ettiğime göre yaşasın eros hemen erosa msj
B:“senin yüzünden dersi dinleyemiyorum”
E:”ben 1haftadır düşünme kabiliyetimi bile yiritdim tüm işler sen:) o aptal gülümseme yüzüme yapıştı kaldı”
E:”hadi dersini dinle geç sınıfını şimdiden özledim seni”
B:”canım istemiyo bende özledim çok garip hoşlanıyorum mu sanki ne “
E:”o sen yenisin daha ben o aşamayı geçeli çok oldu buarada çok güzel dudakların var”
B:”derse dönüorum cnm bb”
E:”bitince haber ver”
İşteee bi erkek dudaklarımdan bahsettiği zaman (o erkek benim sevgilim değilse) çok sinir oluyorum ki çok karşılaştığım bişey kalın dudaklı olmak hep avantaj olarak düşünülür ama değil erkekler gözlerine değil dudaklarına baakarak konuşmaya başladıklarında o avantaj bitiyo…
Saat 4 gibi falan çıktım okuldan evime gittim biras uzandım derken telefon çaldı eros naber napıosun klasik fasıllardan sonra dünle ilgili konuşmalar falan filan derken akşama programın var mı? sorusu geldi 
B:"yok yorgunum zaten" 
E:"hımm peki güzel yemek yapabiliyor musun"
B:"hayır o konuda çok vasatım"
E:"en güzel hangi yemeği yapabiliyorsun?"
B:"makarna klasik öğrenciyim anlayacağın"
E:"çok severim makarnayı çokta merak ettim ozaman sen makarna yap bende evden güzel eski bir şarap alıp geliyim ne dersin"
B:" ev biras dağınık"
E:"benim için farketmes"
B:"Puff pekii ozaman bekliyorum
hızlı biçimde evi toplamaya başladım tabi sinirden delirdim bi yandan makarnayı yaptım derken kapı çaldı elinde şarabıyla eros geldi kahvaltıda bahsettiğin halin mi bu dedi mickeyli pijama üstüne dar siyah kısa kazak saçlarım yoluk ve yandan toplu haklıydı çocuk bu kadar erken beklemiyordum seni ondan bu kadar çirkin çıktım karşına dedim salona geçtik birer kadeh şarap koyduk sohbet ettik yemeğe geçelim mi artık dedim baktım eros hiç oralı değil birasdan geçelim dedi 2. kadeh 3. kadeh hala yemeğe oturmadık sonra koltuğa uzandı yanına uzandım bende alkolünde etkisi var (buarada eve gelmeden önce telefonla konuşurken bana sen beni öpmeden ben seni öpmem bile ilişkimizde sadece sen ne istiyosan o olacak bana güvenmeni istiyorum her konuda herşeyde die vurguladı ) tamam öpmüyo gerçekten ama sürekli burun burunayız bişey konuşuyorduk uzandığımız yerden kafamı kaldırdım yüzüne bakmak için resmen dudak dudağa geldik dudaklarımız değmiyo ama okadar yakınız ki nefesi dudaklarımın arasından girio benim inanılmas tahrik edici çıldırtıcı bi nokta bi yanım yapış diyor diğer yanım sakıın kızım yapma diye bağırıyor derken dudaklarına yapıştım yapışmaz olaydım dudak değil ayol vallaha değil duvar kaya taş öpüşürken şekil almıyor hiç bir keyif yok onun şokundayken tek hamlede üstüme çıktı tüm sertliğini hissedebiliyordum ayıp olmasın diye bir süre sesimi çıkartmadım öpüştük sonra dayanamıyorum seni istiyorum dedi (sadece öpüştük tüm giysilerimiz üstümüzde düşün)
ittirdim "hadi bakalım evine şarap sana dokundu sanırım... bir daha lütfen bana yemek yapıomusun falan ayağı yapma amacın sevişmekse bunu açıkça söyle ki ikimizde hayal kırıklığına uğramayalım"dedim utanmadan "bunlar senin kuruntun ben tamamen iyi niyetle yaklaşmıştım sen yanlış anladın beni" cevap bile vermedim çıktı gitti... sinirimden deli gibi yedim içtim tüm hırsımı yemeklerden çıkarttım ve hemen clarka mesaj attım "çıtamı okadar yükselttin ki senden ayrılırsam evde kalıcam sakın beni bırakma tek istediğim sensin" hemen aradı yeniden başladık ,erosa mı noldu bugün tüm gün aradı mesaj attı sevişmek isteyebilir hepimiz istiyoruz ama herşeyin yeri zamanı var onun istemesi bir şeyi değiştirmez eğer ben sevişmek istersem ben sevişirim... kendini evime zorla davet ettiren yada kendi evine beni zorla götürmeye çalışan erkekler ay ölün hepiniz ölüün hepinizin çükü kopsun

21 Şubat 2011 Pazartesi

aşk gerçekten tesadüfleri sever mi?

geçen erkek arkadaşımla 2günlük tatil dönüşünde havaalanında aybaşı dönemimin yaklaşmasının etkisi ve uçağı kaçırmamın siniriyle sağlam bi kavga çıkarttım tabi herzamanki gibi gözyaşlarıma hakim olamadım ağladım zırladım derken o gitti bende onun gitmesini fırsat bilip ilk karşıma çıkan bufeden hemen sigara ve çakmak alıp havaalanının dışına çıktım sigaramı yaktım uzun bi nefes aldım ağlamaktan kocaman şişmiş makyajsız gözlerim üzerimde erkek arkadaşımın büsbüyük sweatshirtü  kafamda kocaman bir fiyonkla bi yandan gözyaşlarımı silip sigaramı içerken, bi anda gözüme  havaalanına giren esmer fenaa bi çocuk takıldı ağlamaktan gözlerim bunalıklaştığını düşünüp, gidermek için boş elimle gözlerimi ovuşturdum yok yok cidden çoook yakışlı yaa die mırıldandım kendi kendime tabi o çoktan girmişti içeri ben arkasından bakıp kalmıştım:)
daha sonra bekleme salonuna çıktım fotoğraf makinamı çıkarttım clarkla tatilde çekildiğimiz aşkdolu resimlere bir kez daha bakıp ağladım ve uçağa bindim, hostes geldi çantamı istersem yukarı koyabileceğini söyledi aslında asla vermem ama o anın salaklığıyla uzattım saatim telefonum herşeyim çantanın içinde yukarıya kaldırılmış oldu elimde thy'nın dergisi okumaya başladım gelgelelim bi türlü kalkamadık daraldım dışarı baktım en sonunda hostesi çağırdım neden kalkmıyorus  die bir yolcumuzu bekliyorus hanımefendi dedi peki dedim sonunda yolcu geldi bindi uçağa bi anda boş olan yan koltuğumun dolduğunu farkettim miss gibi chanel allure un kokusu başımı döndürdü döndüm ve bu güzel kokan erkeğe baktım eveeet oydu o havaalanının önünde sigara içerken iç geçirdiğim çocuk yuh artık tesadüfün böylesi kader mi açaba aşk gerçekten tesadüfleri severmi die düşünüp,  ona aptal aptal bakarken oda çantasından ekonomi dergisini çıkartıyordu ,benim onu aptal aptal izlediğimin farkına varmış olacakki döndü ve yüzüme bakıp hafif gülümsedi tabi onun şaşkınlığıyla "benim çantamı aldılardı yani yukarı koydular aslında ben asla vermem basiretim mi tutuldu bende anlamadım 2. kontrolde herşey ötüyo die çıkartıyorum çantama koymuşum saatimde çantamda kalmış"  çocuk şaşkın gözlerle gülümseyerek "hımm anladım" dedi "yanii saatinizi sorucaktım ben" dedim "10a çeyrek var" dedi gülümseyerek "teşekkürederim" diip hemen döndüm saçmalamamın verdiği utanç duygusuyla tamamen dışarı odaklanmıştım o arada uçak kalktı "bir şey içermisiniz diye sordu" 
"size uyarım dedim" birer  kadeh kırmızı şarap geldi derken muhabbetler etmeye başladık ortaokuldan beri londrada okuyormuş fazla hırslı idealleri olan bir erkek 27 yaşında bilinen bir şirketin sahipleriymiş derken dersler okul fln fln muhabbet baya ilerledi uçak inmişti hayatımın en kısa yolculuğuydu 1 saat nasıl geçmişti anlamadım sana derslerin stajın hakkında yardım ederim diip benim telefon numaramı bile aldı neyse indiktn sonrada muhabbet etmeye devam ettik derken kalabalıkta birbirimizi kaybediverdik bi anda ben bagajımı beklemeye geçtim gözlerim onu arıyordu  yoktu o arada arkamdan bir ses geldi eve nasıl gidiceksin die taksiyle dedim "eğer yanlış anlamassan şöförüm bekliyor senide bırakabiliris" dedi "yok teşekkürler " dedim "yanlış anladın beni iyi akşamlar" diyip bastı gitti, arkasından bile bakmadım küçülmemek için çıktım bindim taksiye evime doğru giderken sürekli telefonuma bakıyordum belki çalar die "ah salak lola ah salak lola kaçırdın böyle bi çocuğu seninnn..." die sürekli kendime sayıştırıyordum,ve evime geldim anahtarla kapıyı açarken bir yandanda sürekli clark msj atıyordu çın çın ötüp duruyodu telefon eve girdim ve msjlara bakiim die açmamla tanımadığım numaradan gelen msj dikkatimi çekti 
"şimdiye kadar binlerce kez uçağa bindim ama ilk kez uçtuğumu hissettim... thy ile uçmak ne kdr kötü olsada seninle uçmak okadar güzeldi" 
die msj geldi teşekkürler seninlede öyleydi dedim 3gündür sürekli ekiyorum akşam yemeği için yrn akşam çıkıcağız bakalım gelişmeleri anlatırım kafam karman çorman bir yanda 2-3 senelik sevgilim clark bir yanda ise yeni muhteşem çocuk eros ooff ooofff nie teker teker gelmesler ki neyse gelişmeleri aktarıcam öppptümm juk juk

20 Şubat 2011 Pazar

yeni yine yeniden...

Kaç yıl oldu bilmiyorum, eskiden cilt cilt günlük tutardım o kadar da emindim ki kimsenin okumadığından anneme çok güveniyordum asla okumaz asla diye 8. yılımda okuduğunu öğrendim bir daha yazamadım olmadı,ki halbuki benim için en güzel rehabilitasyondu günlük en iyi dostumdu beni yargılamıyordu,başkasına söylemiyordu,kimseye söyleyemediğim çekindiğim kendime bile itiraf edemediğim şeyleri ona yazabiliyordum (15 yaşımda ilk kez öpüştüğümde sadece ona söylemiştim ve hep sadece o bildi), gel gelelim bir kere güvenimiz kaybolduğunda yeniden güvenmek epey zor oluyor soğuyorsunuz işte bi kere.. 6-7 yıldır hiç yazmamıştım twitter çıktı evet işte bu günlük gibi kısa kısa yazarım düşüncelerimi derken bir anda akrabalar, eski sevgililer, yeni sevgililer, okul arkadaşları, kankiler, eski dostlar vs.. derken twitterda da özgürlüğümü kaybettim yazdığım en normal şeyde bile 2-3 kişi aramaya başladı bu ne kime yazdın fln fln üstüne alınanlarmı dersin ,yanlış anlayanlar mı , kafaya takıp kavga çıkaranlar mı ve böylece twitterımada yalan söylemeye başladım. Ben özgür ruhlu bir insanım gelemiyorum işte böyle şeylere düşündüğümü yazmak istiyorum söylemek istiyorum ama hayat insanı yalancı yapıyor buna mecbur ediyor gerçekleri mi söylesem ne dostum kalır ne de bir daha sevgilim olur kötü yola bile düşemem sanırım:)
yalandan nefret etmeme karşın geçmişimi yalanlıyorum çünkü öyle bir şey ki uçurumun üstünde bir patikadan geçerken aşağıya bakmak kadar ürkütücü, son 2 yıldır normal üstü iyi bi hayatım var o kadar yaptığım kötülük üstüne ödüllendirilmiş gibi hissediyorum kendimi Clark adında mükemmel dudaklı bi erkek arkadaşım var gördüğüm anda tek istediğim şey onu öpmekti ve öptüm de ogün bugündür hayatımda hayatıma girdiğinden beri tek düşündüğüm şey o hayır sana yalan söylemicem bunu yapmıcam o hayatıma girdiğinden beri %80i o ama %20 o bu şu vs o zehir bir kere kanına girince kolay kolay çıkmıyor, aşk ve sevgi sihir gibi ahh ama yok mu o heyecan insana küçük hatalar yaptırabiliyor, akıl çelinir hep olur ama kalp asla...